İzmir, Çeşme’deki Çeşmeköy’ün harika atmosferinde, açıkhavada, doğanın içinde, hijyenik ve pandemi tedbirli koşullarda yüzyüze eğitim.
Orta Seviye Tai Chi & Qigong eğitimi 5-6. Modül ve 7.-8.Modül
İlk 4 Modülü daha önce almış, yani başlangıç seviyesi Tai Chi & Qigong Temelleri Eğitimi’ne katılmış ve tamamlamış katılımcıların temellerini bütünleştirme, içsel güç sanatlarında derinleşme YOL’unda Orta Seviye Eğitimleri aşağıdaki tarihlerde gerçekleşecektir.
5. ve 6. Modül Eğitimi : 14-17 Ekim 2021 7. ve 8. Modül eğitimi: 5.ve 6.Modülü tamamlayanlarla belirlenecektir.
“Herkes YOL’u bilir, pek azı o YOL’da yürür.” Bodhidharma
Tüm dünyada her yıl Nisan ayının son cumartesi günü “BİR DÜNYA, BİR NEFES” / “ONE WORLD, ONE BREATH” Dünya Tai Chi Qigong günü olarak kutlanmaktadır. Tüm dünyada aynı günde yapılan etkinliklerle kutlanan Dünya Tai Chi Qigong Günü etkinliğimize davetlisiniz ☯
Taoist felsefenin ve Geleneksel Çin Tıbbı’nın uygulamalı doğal sağlık yöntemi ile tanışmak ve birlikte çalışmak için güzel bir fırsat…
Tarih : 24 Nisan Cumartesi
Saat 18:30 – 19:30
Yer : Online, GoToMeeting (Zoom’a benzeyen başka bir platform)
Giriş şifresi : Yoktur, etkinlik günü ve saatinde oturum linki ile giriş yapabilirsiniz.
(Bilgisayarda app yüklemeden web browserdan açılma seçeceğiyle katılabilirsiniz. Cep tel veya tablette app yüklenmesi gerekir. Ücretsizdir.)
ÖNEMLİ NOT : Etkinlik başladıktan 10 dk sonra oturum dışarıdan katılıma kapatılacaktır.
YAPILACAK ÇALIŞMA : Isınma Qigongları ve Tai Chi Qigong Shibashi Set 1 ( 18 uyumlu hareket)
KİMLER KATILABİLİR : 7’den 77’ye herkes için uygundur. İlk defa deneyimleyecekler, hatırlamak isteyenler, birlikte çalışarak tekrar etmek isteyen dostlarımız ve öğrencilerimiz…
ETKİNLİĞE KATILMADAN ÖNCE : Çalışmaya katılırken ne çok aç ne de çok tok olunuz. Giyim olarak rahat, mümkünse pamuklu giysiler, esnek ince tabanlı bir ayakkabı/patik/çorap veya yalınayak tercih ediniz. Herhangi bir ekipman / malzeme gerekmemektedir.
ETKİNLİĞİMİZE KATILAN ve CAN KATAN 50 kişiye teşekkür ederiz. İşte hediyeniz burada :
Tai Chi Qigong (Çigong, Chi Kung), kökenleri 5000 yıl öncesine dayanan Kadim Çin bilgeliğinin bütünsel sağlık sistemi ve Çin tıbbının temeli olan hareketteki Tao ve Zen öğretilerinin uygulamalı bilgeliğidir. Temeli evrensel yaşam enerjisi olan Chi enerjisi (Qi, Ki, Prana, Can) dır, yaşam enerjisini artırma yöntemidir. Uzakdoğu kökenli tüm enerji sistemlerinin ve felsefi savaş sanatlarının da temeli Çigong’dur.
Chi, Tüm yaradılışın özündeki yaşam enerjisidir. Tüm canlıların içindeki evrensel yaşam gücüdür. Çigong, evrensel enerji (Chi) kaynaklarıyla bağlantıya geçmemizi sağlayan kozmik bir enerji dansıdır.
Çigong’un üç ana unsuru zihin, nefes ve enerjidir
Bu çalışmalarla Çi yaşam enerjisi yoğunlaştırılır, etkinleştirilir, yönlendirilir, kullanılır. Çigong uygulaması sırasında derin bir gevşeme düzeyine ulaşan beden ve zihin ile Çi’nin rahatça akışı sağlanır, aynı zamanda zihin dingin ve uyanık hale getirildiğinden nefes de düzenlenir. Zihinsel dinginlik, zihnin ve bedenin üzerindeki örtüleri yavaş yavaş kaldırıp duyarlılığımızı arttırır.
Duyarlılıktaki bu yükselme ve genişleme Çigong çalışan kişinin kendini evrensel bir enerji okyanusunun içinde bulmasını sağlar, evrensel enerjileri hisseder ve her hareketimizde bedenimizi bu enerjilerle doldururuz. Hareketler su gibi, akıcı bir şekilde, yavaşça, kendini sıkmadan ve kaslar zorlanmadan yapılır.
Zihinsel imajinasyon Çigong alıştırmalarında çok önemlidir. Zihinle dikkati yönlendirerek çi yoğunlaştırılır, bedende dolaştırılır, belirli bölgelere yönlendirilir ve beslenip güçlendirilir. Akupunktur’da meridyen denilen Çi dolaşım kanalları metal, altın iğnelerle manipüle edilirken aynı işlem Çigong’da iğne kullanılmaksızın bedensel duruşlar, akışkan yumuşak hareketler, nefes ve imajinasyon teknikleriyle gerçekleştirilir.
Çigong, hem zihin-beden-ruh bütünlüğü için, hem de bir doğal şifa sanatı olarak, dünyada milyonlarca insan tarafından uygulanmaktadır. Hareketli meditasyon, ayakta Zazen, Taoist yoga, enerjinin dansı olarak da adlandırılır.
Çigong öğrenmek size neler kazandırır?
Tao felsefesinin temel bilgilerini, zıt gibi görünen karşıtlıkların (yin-yang) dengesini kurmayı öğretir.
Bio-enerjetik prensipleri, yin-yang enerjilerinizi farkındalıkla kullanmanızı sağlar.
Yaşam enerjinizin evrensel enerjiyle bağlantılarını geliştirir.
Bedensel, enerjetik, duygusal, zihinsel, ruhsal titreşimleriniz arasındaki armoniyi sağlar.
Bedeninizdeki enerji akışını düzenler, dengeler. Blokajlarınızı çözer ve dengeler.
Zihinsel dinginlik ile yaşamı farkındalık ve akış içinde yaşamayı geliştirir.
Beynin iki küresini birlikte çalıştırarak, konsantrasyon, dikkat, sezgisel, spritüel gelişime katkı sağlar.
Duyguları rafine eder ve derinleştirir.
Hareket ederken meditasyon yapmayı, anda ve akışta olmayı öğretir.
Doğru ve doğal nefes almayı düzenler.
Genel sağlığınızı korur ve hastalıkların daha çabuk iyileşmesine destek olur. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Duruş bozukluklarını ve bunlardan kaynaklanan rahatsızlıkları giderir.
Kas ve eklemlerinizi gevşetip, güçlendirir.
Kan dolaşımını düzenler.
Uyku kalitesini iyileştirir.
Kilonuzu kontrol eder.
Romatizma, kireçlenme, omurga ile ilgili problemler, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları, gastrit, kronik hazımsızlık, dolaşım bozuklukları, astım gibi burada sayamayacağımız kadar çok rahatsızlığı iyileştirmede önemli etkileri vardır.
Erken yaşlanmayı önler.
Düzenli yapılan chigong çalışmaları canlılığınızın artmasını, hastalıkların önlenmesini ve bedenimizin kendi kendini iyileştirme gücünün çoğalmasını sağlar.
Herhangi bir zararı veya yan etkisi yoktur.
Çigong yapan kişi yorulmaz, aksine iyi hisseder, dengelenir ve enerjisi yükselir.
Çigong’un en önemli özelliği her yaştan insanın, hiçbir özel ekipman ve salon gerektirmeden, günün herhangi bir saatinde, herhangi bir yerde tek başına uygulayabilmesidir. Doğal sağlık ve enerjetik şifa sistemi olarak bireylerin bir ömür boyu kendi kendilerine uygulayabilecekleri kolay öğrenilebilen, kalıcı sağlık yatırımlarından biridir.
Eğitimlerimizde öğrenilecek bilgi ve beceriler tüm bedensel uygulamalara ve günlük yaşantıya adapte edilebilir.
EĞİTİMLERİMİZE KATILMAK İSTERSENİZ : Web sitemizde Tai Chi Qigong hakkında geniş bilgileri inceleyebilir, videolar bölümü altında başlangıç seviyesine uygun olan 7 adet İnstagram canlı dersini birlikte çalışabilirsiniz.
Haziran – Ekim 2021 döneminde Tai Chi Qigong temelleri eğitimlerimiz kamplar şeklinde yüzyüze ve doğada, tüm tedbirlerin alındığı Çeşmeköy Çeşme, Izmir’de yapılacaktır.
Tüm detayları web sitemizde ve @zendoakademi instagram hesabında yakında duyurulacaktır.
Yeni Online Tai Chi Qigong Temelleri eğitimi Sonbahar 2021’de açılacaktır.
Almanya Ulusal Tai Chi Qigong Birliği, BVTQ – Netzwerk organizasyonuyla düzenlenen Bilginin Hazineleri video serisinde “Tai Chi Qigong Shibashi eğitimi ve öğreniminde tavsiyeler” seminerinde davetli uzman eğitmen olarak yer aldım. 8 Kasım 2020 tarihinde gerçekleşen seminerin videosunu buradan izleyebilirsiniz:
Çeşmeköy’ün harika atmosferinde, açıkhavada, doğanın içinde ve hijyenik tedbirli koşullarda yüzyüze eğitim fırsatları
Başlangıç seviyesi 1.Modül ve 2.Modül :
15-18 Ağustos , 30 Ağustos-2 Eylül ve 13 – 16 Eylül 2020 tarihlerinde 3 kez tekrar yapılan eğitimlerle 1. ve 2.Modüller tamamlandı.
3.Modül ve 4. Modül : 24- 27 Eylül 2020
“En uzun yolculuklara tek bir adımla başlanır.” Lao Tzu
Tai Chi ve Çigong, kadim Tao öğretilerinin ve Geleneksel Çin Tıbbının uygulamalı içsel canlanma sanatı, enerji-nefes-zihin kullanma becerilerinizi yetkinleştirir, süreklilikteki değişimin akışında dengelenme sağlar, akıcı, yumuşak, zarif, rahatlatıcı ve sağaltıcı devinimlerle bütünsel bir doğal sağlık yöntemi ve hareketli meditasyondur….Hem içinizdeki, hem de dışınızdaki farklı enerjilerin ustalığını öğreten bir ilim ve sanattır.
4 Modülden oluşan 60 saatlik bu eğitimi alan katılımcılar Tai Chi ve Çigong temel eğitimlerini almış, altyapılarını tamamlamış olacaklar ve öğrenilen bilgi / uygulamaları kendi kendilerine yaşamları boyunca yapabilir düzeye geleceklerdir.
Her modül, içerik olarak birbirini takip eden bir eğitim programının basamaklarıdır. Bu nedenle sırayla alınması gerekmektedir. Ancak hepsinin alınması koşulu yoktur.
Çeşmeköy’de düzenleyeceğimiz eğitimlerden sadece 1. ve 2. Modül’e de katılmanız mümkündür. Eğitimin devamı olan 3.ve4. Modülü dilerseniz Güz döneminde online eğitimlerimizle de tamamlayabilirsiniz.
Bu 4 Modüllük temel eğitim, sonrasında derinleşme ve uzmanlaşma hedefleyenler, Temel Seviye Tai Chi & Qigong Eğitmenlik Eğitimi’ne devam etmek isteyenler için katılmaları gereken ilk 4 modüldür.
KATILIM BELGESİ / SERTİFİKA SORANLAR İÇİN ÖNEMLİ NOT : Tai Chi & Çigong Temelleri katılım belgenizi alabilmeniz için 4 modüllük eğitimin tamamına katılmış olmanız, eğitimler sonrasında hazırlayacağınız yazılı ve video ödevlerinizin tamamlamış olmanız gereklidir. Daha çok faydasını görebilmeniz ve içselleşmenin, sadece bu eğitime katılmakla mümkün olmadığını, sonrasında düzenli çalışma gerektirdiğini unutmayınız. Eğitimdeki konuları kendi kendinize çalışmanız amacıyla verilen yazılı ve pratik video ödevlerinizi eğitimlere katılım tarihinizden sonra – 1 yıl içinde- ne zaman tamamlarsanız belgenizi alabilirsiniz. Her bireyin kendine has evrim süreci vardır. İlk 4 modül eğitim, kendi kendinize ömür boyu çalışmak ve derinleşmek için yeterlidir. Gereklilikleri tamamladığınızda alacağınız katılım belgesi başkalarına öğretmek vs için yeterlilik vermez, sertifikasyon değildir. Bunun için eğitmenlik eğitimini ve gerekliliklerini tamamlamanız gerekir.
EĞİTİM İÇERİĞİ :
4 Modülde işlenecek konular aşağıda listelenen, hem teorik, hem de pratik bilgiler ve uygulamalardan oluşmaktadır.
Tai Chi & Çigong temelleri teorisi
Taoist felsefe, felsefi kökenler, Tao Te Ching
İçsel sanatlar ( Enerji & Şifa Sanatları ve Uzakdoğu Felsefi savaş sanatları)
Çi enerjisi, Yin-Yang kavramları, Bagua ve 5 Element Teorisi
Chi ( qi, prana, ki) yaşam enerjisi farkındalığı geliştirmek
Enerji anatomisine giriş, meridyenler ve Çin Tıbbı
Chi aktive etmek, Chi Ball egzersizleri
Çigong nefes prensipleri
Yin-yang nefes koordinasyonu
Rahatlama teknikleri ve derin gevşeme (Fang Song Gong)
Ba Duan Jin ( Sekiz Brokar) 8 ipeksi hareket Çigongu
Dao Yin Bao Jian Gong Çigongu
Hazırlanacak ödevler
Okunacak kitaplar listesi
İzlenecek filmler listesi
Her modüle ilişkin destekleyici çalışma föyleri, destekleyici videolar verilecektir.
KİMLER KATILABİLİR :
Eğitime katılmak için, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı olmanız, açık zihinli olmanız, sağlıklı yaşam, enerji, nefes, meditasyon ve geleneksel şifa sanatlarına ilgi duymanız, Tai Chi & Çigong’u’yi bir yol olarak kullanarak kendinizi geliştirmek, derinleştirmek istiyor olmanız yeterlidir. Yeni başlayacaklar için uygundur.
Tai Chi & Çigong yoluyla evrensel yaşam enerjisi (Chi, Çi, Ki, Prana) ile tanışmayı,
Enerji geliştirmeyi, farkındalıkla ve doğru kullanmayı öğrenmek isteyenlere,
Doğal yöntemlerle sağlığını korumayı,
Beden-zihin-ruh bütünlüğünü desteklemek isteyen herkesin katılımına uygundur.
Tai Chi ve Çigong’a yeni başlamak isteyenler için,
1-2 senedir uygulayan öğrencilerin altyapılarını tamamlamaları ve sağlamlaştırmaları için,
Uzmanlaşmayı hedefleyen ve temel eğitmenlik eğitimine katılmak isteyenler için,
Yoga, dans, hareket terapisi, meditasyon, nefes ve diğer bedensel farkındalık çalışmaları yapanlar, diğer çeşitli bioenerji ve şifa sanatları uygulayıcıları için uygundur.
Özel bir sağlık durumunuz varsa, başvuru esnasında bilgi vermeniz rica edilir.
KATILIM ÜCRETİ :
2 kişilik odalarda, kişi başı 1800 tl +kdv ( Tek kişi konaklamak isterseniz 2250 tl +kdv)
3 kişi paylaşımlı deniz manzaralı, büyük balkonlu odada, kişi başı 1800 tl +kdv veya bu büyük odada sadece 2 kişi konaklamak isterseniz kişi başı 2100 tl +kdv
2 kişilik yataklı geniş çadırlarda, kişi başı 1500 tl +kdv ( Tek kişi konaklamak isterseniz 1800 tl +kdv)
Eğitime konaklamasız katılım da mümkündür : 4 günlük eğitime konaklamasız, kahvaltı, akşam yemeği, su ve çay dahil katılım ücreti 1400 tl +kdv
Ücretlendirmeye dahil hizmetler: 4 gün, 3 gece tüm eğitim ücretleri, konaklama, kahvaltı, akşam yemeği (vejetaryen menü) tüm eğitim süresince tüketilecek su ve çay.
( Oda ve çadırlarda tek kişi kalınmak istenirse fiyat farkı uygulanır. Çadırlar Çeşmeköy’e aittir, kendi çadırınızı kurmak imkanı yoktur. )
Ücretlere ulaşım dahil değildir. Çeşmeköy, Çeşme otogarından taksi ile 10 dakika sürecek mesafededir. Havaş otobüsleri otogarda bırakmaktadır.
Kontenjan 12 kişi ile sınırlıdır.
*Katılımı kesinleştirmek için 500 tl /kişibaşı ön ödeme yatırılması gerekmektedir. Ön ödeme bilgileri için iletişime geçin.
3 Eylül 2020 tarihinden sonra yapılacak olan iptallerin kapora ücret iadesi yapılmamaktadır.
Ancak Pandemi nedeniyle kamuoyuna yönelik resmi merciler tarafindan yasal açıklamalarla eğitim mekanında sınırlama, kapatma veya şehirlerarası ulaşımın karantina nedeniyle sınırlandırılması söz konusu olması durumunda kapora ücret iadesi yapılır.
*Ödemeler Çeşmeköy resepsiyona yapılacaktır.
E-mail : zendo@zendoakademi.com
Whatsup / Telefon : 0 555 255 50 08
EĞİTİM YERİ : Çeşmeköy, Çeşme, İzmir’de kurulu sürdürülebilir bir yaşam projesidir. Ormanlarla kaplı eşsiz doğası ile Çeşme Yarımadası’nda tek olan Çeşmeköy, restoranında kendi yetiştirdiği ürünleri ve yerli üreticiden tedarik ettiği ürünleri kullanır. Rustik dekorasyonu ile doğa ve deniz manzaralı konaklama imkanı sunar. Çeşmeköy aynı zamanda bir yoga merkezi, etkinlik alanı, çocuk oyun parkı ve sanat atölyesidir. Bu mükemmel mekanı ve ortamı incelemek için : https://www.cesmekoy.com/
EĞİTİM PROGRAMI:
1.Gün : 14.00 Odalara yerleşme, serbest zaman 15.00 – 17.00 1.Ders 17.00 – 17.45 Çay Molası 18.00 – 20.00 2.Ders 20.00 – 21.30 Akşam Yemeği ve dinlenme
2.ve 3. Gün : 07.30 – 09.30 3.Ders / 8.Ders 09.30 – 11.00 Kahvaltı 11.00 – 13.00 4.Ders / 9.Ders 13.00 – 16.30 Serbest zaman
20.00 – 21.30 Akşam Yemeği 21.30 – 23.00 7.Ders / 12.Ders
4. Gün : 07.30 – 09.30 13.Ders 09.30 – 11.30 Kahvaltı 11.30 – 12.00 Odaları boşaltma 12.30 – 14.30 14.Ders ve kamp kapanışı
Eğitime Gelirken :
Çalışmalar için bedeninizi sıkmayan, rahat, nefesinizi ve kan dolaşımımınızı kısıtlamayan, mümkünse pamuklu giysiler, rahat ve ince tabanlı yumuşak ayakkabılar veya çorap veya yalınayak çalışmayı tercih ediniz. Yanınızda not defteri ve kalem getiriniz.
TAMAMLAYICI TEORİK EĞİTİM :
Gelişiminizi ilave olarak Tao felsefesi ve Chi öğretilerini içeren teorik dersler ile desteklemek isterseniz, 1 Ekim Perşembe akşamı başlayacak TAO YOLU ONLİNE EĞİTİMİ yeni gruba kayıt olabilirsiniz. Detaylı bilgi için : http://www.zendoakademi.com/taoyolu/
Zendo Akademi’nin kurucu eğitmeni, mimar, felsefe ve psikoloji eğitmeni, eski voleybolcu Başak Arpacıoğlu kadim uzakdoğu öğretilerinin ve Çin tıbbının pratik uygulaması olan Tai Chi ve Çigong eğitimine 2003 yılında başladı. En büyük 10 Tai Chi ustasından biri olan Prof Xu Wei Sun’un öğrencisi olan ve Pekin Beden Eğitimi Üniversitesi Tai Chi Chuan doktoru Chen Yuanmin’dan aldığı yoğun eğitimler sonunda Tai Chi Chuan ve Çigong sertifikalarını aldı. Eğitimine halen Sifu Wing Cheung ile devam etmektedir. Sifu Wing Cheung, Savunma ve şifa sanatları eğitimine 6 yaşında babası Büyük Usta Cheung ile Shaolin Kung Fu öğrenerek başlamıştır. 2005 Canada Kung Fu ve Wushu Şampiyonası Tai Chi şampiyonudur ve Tai Chi, Qigong & Feng Shui Enstitüsü’nün kurucusudur.
Başak Arpacıoğlu, 2000 yılından beri Uzakdoğu felsefeleri, Tai Chi, Qigong, Feng Shui, I Ching, Zen, nefes, konsantrasyon ve meditasyon, ezoterizm, teozofi, psikoloji, mitoloji, semboloji konularında eğitimler vermektedir. Ustası Sifu Wing Cheung’a ait olan Uluslararası Tai Chi Qigong & Feng Shui Enstitüsü’nün Türkiye temsilcisi olarak Wing Cheung’un yetkili kıldığı eğitimleri ve kendisinden onaylı sertifikasyonları yapmaktadır.
Bu Çigong çalışması Wudang Baimashan’da ki 5 Ölümsüz Okulu’ndan.
Basit, herkesin kolaylıkla öğrenip uygulayabileceği bir arınma çigongu.
Virüse karşı bağışıklık sistemimizi doğal yöntemlerle kuvvetlendirmek amacıyla tüm dünya ile paylaşmak istemişler.
Düzenli ve istikrarlı uygulandığında faydasını görürsünüz ve siz uygulamayı öğrendikten sonra çevrenize de öğretebilirsiniz.
Ancak sağlığı korumanın ve güçlendirmenin yaşam şekliniz ile, düşünce tarzınızla da ilgili olduğunu unutmayınız.
☯️
HA HA HA QİGONG
Akupunktur noktalarını ve çıkaracağınız sesi videoda göreceksiniz.
Videoda açıklanan ve gösterilen 7 Akupunktur noktasında ellerle yapılan canlandırıcı vuruşlarla birlikte topuklarda yükselip yere topuk vurulur ve eşzamanlı olarak “Ha ha hahaha” sesi çıkarılır ( her akupunktur noktasında 3 kez tekrarlanması gerektiği, video uzamasın diye sadece gösterimde bir tur yaptığı söyleniyor.)
Her gün 30 dakika yapıldığında bir haftada farkı hisseder hale gelirsiniz.
ÖNEMLİ NOT: Topukları yere vurma hareketini omurga, beliniz ve beyin damarlarınızda sorun varsa YAPMAYIN. Bunun yerine ayak uçlarında yükseldikten sonra, topukları yere vurmak yerine, yumuşakça zemine inin.
Alternatif uygulama olarak, durumunuz gerektirirse, aynı çalışmanın oturarak ve o da olamıyorsa yatarak nasıl yapılabileceği de videoda gösteriliyor.
Qigong bağışıklığınızı
güçlendirmeye nasıl yardımcı olabilir?
Bu bilgiler Sifum Wing Cheung tarafından iletilmiştir, çevirisini sizlerle paylaşarak faydalarının yayılmasını dilerim.
Son zamanlarda birçok kişiden, mevcut koronavirüs salgını içinde kendilerini korumak için yapabilecekleri belirli bir Qigong olup olmadığını soran birçok e-posta aldığım için böyle bir hatırlatma mesajını hazırlamayı uygun gördüm:
Geleneksel Çin Tıbbı’na (TCM) göre, bu tür salgınlara karşı en iyi silahınız kendi bağışıklığınızdır. Panik yapmayın. Stres sadece direncinizi azaltacaktır.
Corona Virüs salgınıyla ilgili Çin’den gelen istatistiklere bakalım, böylece güçlü bir bağışıklığa sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bu virüsten ölenlerin çoğu 60 yaşın üzerindeydi ve / veya sağlığı tehlikeye atan önceden var olan olumsuz koşullara sahiptiler. Kişinin bağışıklığı genellikle yaşla birlikte azalır ve yaşlı insanların sağlık sorunları olma olasılığı daha yüksektir. Virüs bulaşmış bazı kişilerde hiç veya çok hafif semptomlar görülebilir ve hastalanmayabilirler. Vücutlarının bağışıklık sistemleri virüsle başarılı bir şekilde ilgilenir. Buna ek olarak, veriler, Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) doktorlarının iyileşme sürecine dahil edilmelerinden sonra iyileşme oranlarına etkili olduğu ve bundan önceki süreçte COVID-19’u tedavi etmek için sadece Batı tıbbına güvendiklerini göstermektedir.
Geleneksel Çin Tıbbı (TCM) hastalıkları önlemeye
odaklanır. Tedavi açısından, ana vurgularından biri, vücudun kendi
bağışıklığını arttırması için uygun ortamı yaratmaktır, böylece hastalar doğal
olarak kendilerini iyileştirebilirler. Bu yaklaşım, kanser gibi ciddi
durumların bile iyileştirilmesinde başarılı olmuştur.
Bu
nedenle, mevcut salgın sona erdiğinde bile iyi bir bağışıklık sistemi
sürdürmelisiniz. Özellikle bu salgınlar gittikçe daha sık gerçekleştiği için: 2002’de
SARS (% 10 ölüm oranı), 2009’da dünya çapında yarım milyon insanın ölümüne
sebep olan H1N1, 2012’de MERS ve şimdi COVID-19.
Tai
Chi ve Qigong açısından, bağışıklık sistemi sözkonusu olduğunda Wei Qi (Wei Çi)
üzerinde düşünür ve çalışırız . “Wei”, koruma anlamına gelir. Wei Qi,
tüm bedenimizin çevresinde derimizin ve biraz dışındaki eterik alanda gezer ve
akar, fiziksel bedenimizi koruyucu bir kalkan gibi çevreler ve vücudun içine
akar. Patojenlere, toksinlere ve zararlı koşullara karşı ilk savunmamızdır. Wei
Qi’imiz zayıfladığında, bu “kötü, zararlı” şeyler vücudumuza nüfuz edebilir, dengesizliğe
veya hastalığa neden olabilir. Kalkanın yırtılması/ bozulması durumunda
bağışıklık sistemimiz savaşa girer.
Genel olarak, herhangi bir Tai Chi veya Qigong çalışmasını düzenli ve sürekli olarak uygulamak sayesinde koruyucu enerji alanımız Wei Qi’miz genişler, kalınlaşır ve güçlenir ve bu da bize dış etkilere karşı daha iyi koruma sağlar. Eşzamanlı olarak vücudumuzun bağışıklığı da yükselir, gelişir.
Bu alanları güçlendirmeye odaklanan özel, belirli Qigong
ve Tai Chi teknikleri de vardır. Wei Qi akciğerlerimizle ilgilidir.
Akciğerlerimiz güçlü ve sağlıklı olduğunda, Wei Qi’miz de doğal olarak güçlü
olacaktır.
Bağışıklığınızı güçlendirmek için daha önce çalıştığımız bir qigong uygulaması da yaptığımızı hatırlatmak isterim. Bu, Bağışıklığı güçlendirme ve Akciğerler için Çigong Programının birçok egzersizinden biridir.
Bağışıklık Güçlendirme için Çigong egzersizinin videosu aşağıdadır: Göğüse yapılan vuruş esnasında çıkartılan ses “Hei” dir.
Klasik, mekaniğe dayalı dünya görüşü boşlukta hareket eden ve yok edilemeyen katı parçacıklar üzerine kurulmuştu. Çağdaş fizik bu görüşü kökten değiştirdi. Bu değişim, “parçacık” kavramının yeniden tanımlanmasını sağlamakla kalmayıp klasik boşluk algısının ciddi bir dönüşüm yaşamasına da yol açtı. Bu dönüşüm, alan teorilerinde ortaya çıktı.
Einstein’ın yerçekimi alanını geometrideki mekan kavramıyla birleştirmesi bunun başlangıcını oluşturdu ve atom altı parçacıkların güç alanını tanımlamak için kuantum kuramı ve görelik kuramı birleştirildiğinde bu kavram daha da yaygınlaştı. Bu “kuantum alan kuramları”nda, parçacıklar ile onları çevreleyen mekan arasındaki mesafe keskinliğini yitirir ve mekan en önemli devingen nitelik olarak görülmeye başlar.
Madde ve boş mekan -dolu ve boş- Demokrit ve Newton’un atom kuramının dayandığı iki temel kavramdır.
Genel görelik kuramına göre bu kavramlar birbirinden ayrılamaz. Ağırlığı olan bir cismin yerçekimsel alanı da olacak ve bu alan o cismi çevreleyen mekanda bir eğim şeklinde kendini gösterecektir.
Ancak mekanı dolduran ve onu eğen şeyin, yerçekimsel alan olduğunu düşünmeyelim. Bu ikisi birbirinden ayrılamaz: Alan eğilmiş mekanın ta kendisidir. Genel görelik kuramına göre yerçekimsel alan ile mekanın yapısı ya da geometrisi aynı şeydir.
Einstein’ın alan denkleminde bunlar tek bir birim olarak ve aynı matematiksel işaretle gösterilmiştir. Öyleyse Einstein’ın kuramında madde, kendi yerçekimi alanından, yerçekim alanı da eğilmiş mekandan ayrılamaz. Buna göre madde ve mekan tek bir bütünün birbirinden ayrılamaz ve birbirine bağımlı parçaları olarak görülmektedir.
Katı nesneler kendilerini çevreleyen mekanın yapısını belirlemekle kalmaz, çevreden de temel bir biçimde etkilenirler.
GENEL GÖRELİLİK KURAMINDAKİ gözle görülebilen, makroskobik ölçekte tezahür eden maddi bir nesne ile çevresi arasındaki birlik ve ilişki, atom altı düzeyde çok daha şaşırtıcı biçimde ortaya çıkar. Burada atom altı parçacıkların birbiriyle olan etkileşimini açıklamak için, klasik kuram alanının kuantum kuramıyla birleştirildiğini görürüz.
Einstein’ın yerçekimi kuramının içerdiği karmaşık matematiksel yapıdan dolayı bu tür bir birleşme, yerçekimsel etkileşim açısından henüz mümkün değildir ancak diğer bir klasik alan kuramı olan elektrodinamik, “kuantum elektrodinamik” diye adlandırılan bir kuram içinde kuantum kuramıyla birleşti. Bu kuram hem kuantum hem de görelik kuramını kapsamaktadır.
Çağdaş fizik alanındaki ilk kuantum-göreli model olma özelliğini taşır ve halen en başarılı model olarak kabul edilmektedir.
Kuantum elektrodinamiğin en şaşırtıcı niteliklerinden biri de, elektromanyetik alan ile elektromanyetik dalgaların parçacıksal tezahürleri olarak tanımlanan fotonların birleşiminden ortaya çıkar. Fotonlar aynı zamanda elektromanyetik dalgalar olduklarına ve bu dalgalar da titreşim alanları olduklarına göre fotonlar, elektromanyetik alanların tezahürleri olmalıdırlar. En küçük enerji birimine ya da parçacığına dönüşebilen kuantum alanı kavramı da buradan gelmektedir.
Bu kavramın anlamı, son zamanlarda, bütün atom altı parçacıkları ve bunların birbirleriyle etkileşimlerini kapsayacak ve her parçacık farklı bir alana karşılık gelecek biçimde genişletilmiştir. Bu kuantum alanı kuramında, katı parçacıklarla bunları çevreleyen mekan arasındaki karşıtlık ortadan kalkmıştır. Kuantum alanı en temel fiziksel varlık ve mekanın her yerinde bulunan sürekli bir araç olarak görülür. Parçacıklar alanın belli bölgelerinde oluşan yoğunlaşmalardan ibarettir; gidip gelmekte olan enerji yoğunluğu, özgünlüğünü yitirip temel alanın içinde erir gider.
Albert Einstein bu durumu şöyle açıklar: “Bu nedenle maddeyi, alanın mekanda yoğunluk kazandığı bölgelerde meydana gelen bir şey olarak görebiliriz. Var olan tek gerçeklik alan olduğu için, çağdaş fizikte alan ve madde ayrı ayrı ele alınamaz.”
Fiziksel nesnelerin ve olguların, temelde var olan bir varlığın geçici tezahürleri olduğu düşüncesi yalnızca kuantum kuramının değil, aynı zamanda Doğu’daki dünya görüşünün de en temel unsurudur.
Tıpkı Einstein gibi, Doğulu mistikler de bu temel varlığın tek gerçeklik olduğu görüşünde birleşir: bu gerçekliğin tüm olgusal tezahürleri geçici ve hayali görüntüler olarak düşünülür.
Doğulu mistiğin bu gerçeklik görüşü, fizikçinin kuantum alanı ile özdeş değildir çünkü o, bu dünyadaki bütün olguların özü olarak görüldüğünden her tür kavram ve düşüncenin ötesindedir. Kuantum alanı ise fiziksel olguların sadece bir kısmını içine alan, özenle tasarlanmış bir kavramdır. Bununla birlikte, fizikçinin atom altı dünyayı yorumlama biçiminin temelinde yatan sezgi, kuantum alanı açısından bakıldığında, kendi dünya görüşünü sonsuz bir temel gerçekliğe göre oluşturan Doğulu mistiğinkiyle benzerlikler taşımaktadır.
Alan kavramının ortaya çıkışından sonra fizikçiler farklı alanları her tür olguyu kapsayacak tek bir alan altında birleştirmeye giriştiler. Özellikle Einstein, yaşamının son yıllarını bu tür bir birleşik alan için çalışarak geçirdi. Belki de Hinduların Brahman’ı, Budistler’in Dharmakaya’sı ve Taocuların Tao’su, yalnızca fiziğin ilgi alanına giren olguların değil, evrendeki her tür olgunun varoluş sebebi olan birleşik bir alan olarak görülebilir.
Doğu felsefesine göre, olguların altında yatan gerçeklik biçimlerden ötedir ve her tür betimlemeye ya da açıklamaya karşı koyar. Bu nedenle çoğu zaman bu gerçekliğin biçimsiz, boş ya da bir boşluktan ibaret olduğu söylenir. Ancak bu boşluk, hiçlik olarak algılanmamalıdır. Tam tersine her biçimin özü ve her tür yaşamın kaynağıdır.
Bundan dolayı Upanişad’lar şöyle der:
Brahman yaşamdır. Brahman mutluluktur. Brahman boşluktur… Mutluluk aslında boşluğun ta kendisidir. Boşluk da mutluluk demektir aslında.
Budistler ise sonsuz gerçekliğe “Sunyata” yani “boşluk” adını verirken, aynı görüşü ifade eder ve olgusal dünyadaki yapılara hayat verenin bu yaşayan boşluk olduğunu doğrularlar.
Taocular ise benzer bir sınırsız ve sonsuz yaratıcılığı Tao ile özdeşleştirir ve buna yine “boşluk” adını verirler. Kuan-tzu “Göğün Tao’su boşluk ve biçimsizlikten ibarettir” derken, Lao Tzu da bu boşluğu ifade eden farklı benzetmeler kullanır. Tao’yu çoğunlukla sonsuza kadar boş olan ve bu nedenle de nesnelerin ölümsüzlüğünü koruyan çukur bir vadiye ya da kaseye benzetir.
Boş ya da boşluk gibi sözcükler kullanmak yerine Doğulu bilgeler Brahman, Sunyata veya Tao gibi terimlerle sıradan bir boşluktan söz etmediklerini, tam tersine sonsuz yaratıcı güce sahip bir boşluğu kastettiklerini her fırsatta vurgularlar. Bundan dolayı Doğu felsefesindeki boşluğu, atom altı fiziğindeki kuantum alanına benzetebiliriz. Tıpkı kuantum alanı gibi boşluk da besleyip büyüttükten sonra yok ettiği sınırsız biçimlerin oluşumuna olanak tanır.
Upanişadlar’da denildiği gibi, Sakinleş, bırak o Ondan geldiği Ve dönüp içinde eriyeceğine, Ve içinde nefes aldığına yakarsın.
Mistik boşluğun olgusal tezahürleri de, tıpkı atom altı parçacıklar gibi, hareketsiz ve kalıcı olmanın aksine devingen ve geçici bir yapıya sahiptirler; doğar ve aralıksız süren tek bir hareket ve güç dansıyla yok olurlar.
Tıpkı fizikçinin atom altı dünyası gibi Doğu felsefesinin olgusal alemi de sürekli doğum ve ölümle karşı karşıya olan bir dünyadır. Bu dünyadaki nesneler geçici tezahürler olduklarından temel bir kimliğe sahip değildirler.
Somut maddenin varlığını reddeden ve aynı zamanda birbirini izleyen deneyimlerin temelinde sürekli bir kişilik olduğu görüşünün bir yanılsamadan ibaret olduğunu savunan Budist felsefe, özellikle bu noktayı vurgular.
Budistler bu somut madde ve özgün kişilik yanılsamasını, su dalgalarının aşağı yukarı hareketlerine bakarak yüzeyde hareket eden bir miktar su olduğunu zannetmemiz yanılgısına benzetirler.
Fizikçilerin, hareket halindeki bir parçacığın yarattığı somut madde yanılsamasını göz önüne sermek için alan kuramı bağlamında da bu benzerlikten yararlanıyor olmaları ilginçtir.
Zihinsel plandaki enerjiye verilen isimlerden biri de düşüncedir…türlü düşünceler, varsayımlar, kanılar, endişeler, yargılar vs üretir…
Mental plan için sağlıklı düşünmeyi bilmek ve doğru düşünmenin ne olduğunu öğrenmek büyük bir ihtiyaçtır…
Zihni doğru bilgiler, kadim felsefe ile temellerini sağlamlaştırdıktan, yetkinleştirdikten sonra ona hakim olabilir ve yönetebiliriz…Zihinle çalışmak için onun doğasını tanımalı…Zihinsel gücü, zihinsel oyunlardan, düşünce gücünden daha üst gerçek boyutlarına taşımak ve mental titreşimi yükseltmek …
Zihni dinginleştirmek, düşünmeyi bırakmak denilen, aslında “eylemsiz eyleme” (Wu Wei) dönüşme halidir…Yargılayan, karşılaştıran, planlayan, kontrolcü, düşünen, analitik zihinden, bütünselliği kavrayan, sezgilerle, yüksek şuur ile bağlantı kuran yüksek titreşimdeki, denge ve merkezdeki, budhi-manasik zihinsel makama doğru…
Bu haller düşünce enerjisinde ikiliğin/dualitenin aşılması ve Wu Chi haline doğru uyanıştır… Zihinsel Tai Chi diyebiliriz buna…bunun için doğru düşünmeyi öğrenmeli, tez-antitez yapmanın ötesine geçerek sentez ile ilerlemeli, zihinsel bilginin sağlam altyapısı oluşturulmalı, doğru kaynaklardan kadim felsefe öğretileri çalışılmalıdır. ( Tao felsefesi, Zen, Teozofi, Tasavvuf, Stoacılar.. gibi ve hepsini birleştirerek, taraf tutmadan. )
Bu bilgileri zihninize doldurmak için okumak, kurslara, seminerlere gitmek, başkalarından ders dinlemek yeterli değildir. Çigong veya herhangi bir Martial Arts çalışır gibi, spor yaparken kas idmanındaki gibi zihinsel gücünüzü kendi kendinize zihninizle çalışarak eğitmelisiniz, öğretileri içselleştirip günlük hayatın denemelerinde kullanır hale gelmelisiniz…Böylece daha yukarılardan bütünsel bakabilir, zihninizi farklı realitelerde, farklı durumlarda vites geçişleri yapan bir vasıta olarak kullanabilirsiniz. Veya düşüncelerde tekrar ikilemlere düştüğünüzde, tekerleği çamura saplanmış patinaj yapan zihin aracınızı stratejik bir hamle yaparak düşen bilincinizi oradan çıkartabilirsiniz.
Zihin, düşünce gücü, beden, duygular hepsi sadece araçlarımız, amaçlarımız değil… Zihnimizin varoluş nedeni, bilgileri bilgeliğe dönüştürmek, Evrensel Zihinselliğe doğru tekamül eden Varlığa bilinç/ şuur basamaklarında hizmet etmektir.
Diğer yandan, düşünce/zihin gücünün “evrensel doğru” kullanımı olmadığında gerçek amacına uygun olmayan/YOL’dan sapmış benmerkezcil menfaatlere çalışan zihnin tuzaklarına düşmüş uygulamalar ortaya çıkabilir.
Martial Arts, Çigong, Tai Chi, enerji ve şifa sanatları gibi uygulamalar saf ve doğru enerjilerin yoksunlığunda özünden damıtılamaz…dolayısıyla da saf/temiz şekilde aktarılması mümkün olamaz.
Bu söylenenler tüm bilgi, bilim ve sanat vb. yöntemleri için de geçerlidir.
Ilhamınız ve ışığınız bol , zihniniz berrak olsun… 🌟
Kılıç sanatında usta olan Shoken’in evine birkaç gündür bir fare dadanmıştı. Mahallenin en iyi kedilerini getirip evi arenaya çevirdiler. Şaşkınlık verici senaryo her zaman aynı şekilde bitiyordu: Avcı kedi farenin saldırılarından ürküp miyavlayarak evden kaçıp gidiyordu.
Durumdan bıkmış usanmış olan üstad bu berbat hayvanı kendi öldürmeye karar verdi. Kılıcını çekip saldırmaya başladı. Ancak yıldırım kadar hızlı olan fare bütün darbelerden kurtuluyordu. Shokan kendini kaybedercesine saldırmaya devam etti. Fare hiç isabet almadı. Ter içinde ve nefes nefese olan üstad çaresiz kalmıştı. Yoksa evinin bir bölümünü bu fareye mi bırakmak zorunda kalacaktı? Bu düşünce onu daha da karamsar kılmaya yetti.
Bir gün memleketin en iyi fare avcısı olan bir kediden bahsedildiğini duydu. Shoken bu kediyi gördüğünde bütün ümidini yitiriverdi. Çünkü hayvan iyice yaşlanmıştı. Kaybedecek bir şeyi olmadığı için farenin dadandığı odaya saldı kediyi. Kedi bir şey hissetmemişçesine yavaşça girdi odaya. Fare onu fark ettiğinde korkudan donup kaldı. Kedi de ona ağır ağır yaklaşıp ensesinden kolayca yakaladı.
O akşam fare avına katılmış bütün kediler Shoken’in evinde toplandılar. Günün kahramanı olan iri kedi şeref minderine oturmuştu. İçlerinden biri söze başladı: “Bizler kasabanın en tecrübeli kedileri olarak tanınırız. Ancak hiçbirimiz sizin yaptığınızı yapamadık. Gücünüz gerçekten sıradışı. Sırrınızı öğrenmek için yanıp tutuşuyoruz.”
Üstad kedi soruyu şöyle yanıtladı:
“Size sanatımın prensiplerini anlatmadan önce sizin neler bildiğinizi ve nasıl çalıştığınızı duymak isterim.”
Siyah kedi kalktı ve konuştu:
“Köklü bir fare avı geleneği olan bir aileden geliyorum. Çocukluğumdan beri bu sanat için yetiştirilmişim. İki metre sıçrayabilir, bir fare deliğine girebilirim. Kısacası her türlü akrobatik harekette uzmanımdır. Bunun yanında birçok hile bilirim. Bu yaşlı fareye yenik düştüğüm için utanç duyuyorum.”
Büyük kedi:
“Siz yalnızca teknik öğrenmişsiniz. “Nasıl saldırmak?” düşüncesine saplanmışsınız. Eski ustalar teknikleri yalnızca işimizi doğru yoldan yapmamız için bulmuşlardır. Bu yol doğal olarak en basit ve etkili olandır. Sanatımızın bütün temel prensiplerini de içerir. Etkili olma arayışı sanatımızın gerçek amacı olamaz. Asıl amaç doğru yolda ilerlemektir. Bu yol ihmal edilirse savaş sanatımız bozulur ve kötülere yarar. Bunu asla unutmayın.”
Tekir kedi öne çıktı:
“Bana göre savaş sanatında en önemli şey Ki, yani enerji ve zihindir. Bu gücü geliştirmek için uzun zaman çalıştım. Çok güçlü bir zihinsel güce sahibim. Bu, göğün ve yerin zihnidir. Ne zaman bir rakibimin karşısına çıksam benim Ki’m onunkine baskın çıkar. Zaferim daha dövüş başlamadan garanti altındadır. Bir fare kiriş üstünde koşarken bile onu yakalayabilirim. Ki enerjimi ona yönlendirmem aşağıya düşmesi için yeterlidir. Ama şu garip fareye sökmedi. Anlamadım bu işi…”
Üstad şöyle açıkladı:
“Ruhsal gücünüzün neredeyse tümünü kullanabiliyorsunuz. Ancak bunun farkında oluşunuz önünüzdeki en büyük engel. Zihin gücünüzü rakibe yönlendirmek çözüm olamaz. Çünkü her zaman bu alanda sizden güçlüsü çıkacaktır. “Zihin gücüm göğün ve yerin zihnidir” diyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Söz konusu olan zihnin kendisi değil, yalnızca gölgesi. Ruhsal enerjiyle beyin gücünü karıştırmayın. Gerçek “zihin” bir nehir misâli akan, bitmez tükenmez bir kaynaktır. Sizinkiyse bazı şartlara bağlı olarak iş görüyor. Bu temel fark elde edilen sonuçların da farklı olmasına yol açıyor. İzi sürülen bir fare her zaman kendisine saldıran kediden daha dövüşken olur. Tetiktedir ve bütün varlığı savaşa hazırdır. Direncini hiçbir kedi kıramaz.”
Gri kedi söz aldı:
“Sizin de söylediğiniz gibi, zihnin yanında onun gölgesi de vardır ve bu zihnin gücü ne olursa olsun düşman gölgeyi önceden fark eder. Ben de zaten bu yönde çalıştım. Yani düşmana direnmemek, aksine ondan gelen gücü kendine çevirmek için uğraştım. Akıcı tekniğim sayesinde en güçlü fareler bile bana zarar veremez. Ancak bu mucizevi fare benim “dirençsizlik” prensibime kanmadı.”
Yaşlı kedi söze başladı:
“Dirençsizlik prensibi dediğiniz şey doğayla uyumlu bir davranış değildir. Bu olsa olsa zihninizde ürettiğiniz bir hayal. Yapay dirençsizlik duyularınızla çatışarak hareketlerinizin doğallığını bozar. Gerçek doğanın kendisini apaçık gösterebilmesi için bütün zihinsel engel ve kurallardan sıyrılmalısınız. Doğa kendi yolunu izlediği ve sizin içinizde serbestçe hareket edebildiği zaman hiçbir gölge ortaya çıkamaz. Düşman hiçbir açık bulamaz.”
“Şimdi müsaade ederseniz insanların işlerinden pek bir şey anlamayan basit bir kedi olarak derin bir konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla kılıç sanatından söz etmek istiyorum. Kılıç sanatı yalnızca düşmanı yenmeyi amaçlamaz. Bu sanat her şeyden önce zor anlarda ölümün ve yaşamın sebeplerinin bilincinde olma sanatıdır.”
“Bir samuray bunu unutmamalı ve teknik açıdan olduğu kadar ruhen de kendini geliştirmelidir. Yaşamın ve ölümün meydana geliş şekillerine nüfuz etmelidir. Bu varlık seviyesine eriştiğinde bütün bencilliği yok olur, hiçbir olumsuz düşüncesi yoktur, hesap kitabı bırakır. İşte o zaman zihni dirençsizdir ve çevresiyle uyumludur. Arzusuzluk mertebesine ulaştığınızda doğası gereği şekilsiz olan zihin hiçbir maddesel varlık barındırmaz. Ruhsal enerji olan Ki hiçbir engelle karşılaşmadan ve dengeyle akar. Şayet zihin bir cisim tarafından çekilirse enerji dengesi bozulur. Enerji tek yönlü hareket eder ve diğer yönde eksiklik doğar. Her iki durumda da sürekli değişen durumlara uyum sağlamamız imkansızlaşır. Arzusuzluk olan yerde zihin tek yönlü çalışmaz, hem özneyi hem de nesneyi aşar.”
Bu sözleri duyan Shoken şu soruyu sordu:
“Hem özneyi hem de nesneyi aşmaktan ne anlamalıyız?”
Üstad kedi devam etti:
“Bir Ben olduğu içindir ki bir Düşman vardır. Ben denilen şey yoksa düşman da yoktur. Eğer herşeye bir isim vermeye kalkarsak karşımızda yer alırlar. Erkek dişiyle, ateş suyla zıtlaşır. Ama zihninizde hiçbir yargılama oluşmuyorsa çatışmaya girmenize de gerek kalmaz. O zaman Ben de Düşman da yok olur. Zihni aşarsanız mutlak olarak “Yapmamak ( Çabalamamak)” fiilini deneyimler ve tadına varırsınız.”
“Evrenle uyum içinde ve onunla birsinizdir. Doğru ve yanlış arasında tercih yapmak zorunda kalmazsınız. Zihninizin bir ürünü olan ikilemler dolu dünyadan kurtulursunuz. Ama bir toz kaçarsa gözümüzü açık tutamayız. Zihin bu göze benzer. İçine bir cisim girerse gücünü yitirir. Size burada söyleyeceklerimin hepsi bu kadar. Gerçeği deneyimlemek size kalıyor. Gerçek kavrayış her türlü yazılı açıklamadan uzaktır. İnsandan insana aracısız bir öğreti şarttır. Zaten gerçeğe başka bir yolla ulaşamazsınız. Uyanış, kendi varlığını aşmaktan başka bir şey değildir. Uyanış bir rüyanın sonudur. Uyanış, gerçek oluş ve kendini kendini tanımayla eşanlamlıdır.”
(Bu öykü kılıç sanatı üzerine tahminen XVII. yüzyılda yaşamış olan, Ittoryu okulundan bir Usta tarafından yazılmış eski bir kitaptan alınmıştır.)